Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
PARA (PARAMIZ) PUL OLDU "Para, değerini çok yitirdi" anlamına söylenir. Öyküsü (1917'deki bir uygulama): "Paramız pul oldu" biçimindeki deyim, Türk para- sının gerçekten "pul" olması yani "pulların para yerine kullanılması" üzerine Türk halkı tarafından oluşturulmuş bir deyimdir. Şöyle ki: Osmanlı İmparatorluğu, 20. yüzyılın başlarında özellikle ekonomik yönden çok zor, çok sıkıntılı günler yaşamaktaydı. Hayat pahalılığının adamakıllı arttığı, ekonomik yaşamın allak bullak olduğu o günlerde piyasada "yoklar" arasına "bozuk para" bile eklenmişti!.. Esnafın, halkın, bankaların güç duruma düştüğünü gören yetkililer, çareyi "pulları para olarak kullanmakta" buldular. İlk olarak 1917 yılında 1 kuruşluk "Hicaz" pulu "10 para yerine" kullanıldı!.. Ardından Viyana'da bastırılan 5 ve 10 paralık pullar, arkalarına kâğıt yapıştırılarak aynı değerde para yerine kullanıldı. Nispeten kalın ve dayanıklı kâğıtlara basılmış pullar para yerine kullanılırken, ince kâğıtlara basılmış olanlar "posta pulu" işlevini yaptılar!.. Ve o tarihten, yani 1917'den sonra Türk diline "Paramız pul oldu" deyimi girip yerleşti!..
Sayfa 205Kitabı okudu
" Fazla havlayan köpek , süreye kurt getirir "
Sayfa 70 - Zafer Yayınları, 4. BaskıKitabı okudu
Reklam
Yine şaşırdık, enteresan
*** Elinin körü MECAZ olarak kullanılan bu söz "şimdi sırası mı?" musun?" "başımdan git!" mânâlarında kullanılır. Sövme' ve 'azarlama' gibi söylendiği de olur. Burada kullanılan 'kör,' gözleri görmeyen anlamında değildir. Kör, Türkçe bir kelimedir ve mezar anlamına gelir. "Elinin körü" ya da "ölüyün körü," senin mezarını kazıyorum anlamında bir tabirdir.
Ölür müsün, öldürür müsün? HAKKI BEY adında hem zengin hem de hayırsever bir ihtiyar varmış. Konağında çalışanlara çok iyi davranır, hiç birinin kalbini kırmazmış. Bu nedenle de başka bir iş tutmak amacıyla konağından ayrılan uşaklar, aşçılar, kâhyalar kendisini hiç unutmazlar, aradan yıllar geçse bile ziyaretine gelirlermiş. Hakkı Bey'in
Nitelikli tartışma :)
ESKİ ZAMANLARIN esnafı, şimdikiler gibi, iki de bir fiyatını artırmak lâzım geldiyse de, bunu münasip bir lisan ile müşterilerine anlatırlarmış. İşte o zamanlardan birinde, Yemen'den getirtiği kahveyi İstanbul'da satan bir esnaf, malına zam yapmak zorunda kalmış. Çünkü kahve uzun yoldan geldiği için, masrafı çok oluyormuş. Dükkânının görünen bir yerine bir koca kâğıt iliştirip üzerine şöyle yazmış: "Kahve Yemen'den gelir, yolları ırak Beş para yetmiyor on para bırak" Müşterinin biri, tezgâh önünde sırasını beklerken yazıyı görüp okumuş. Pek hoşuna gitmemiş. Dükkân sahibinin meşguliyetine güvenip, kâğıdın altına bir no da kendisi ilâve etmiş: "Kahve Yemen'den gelir yolları sapa Beş para yetmiyorsa dükkanı kapa
Diriler Dururken Ölüler Helva Yemez: Bu atasözü, herkesin bir sırası vardır manasında kullanılır..
Sayfa 120
Reklam
Çizmeden Yukarı Çıkmak : Bu deyim, bir işe haddi olmadığı halde karışanları tarif ve ikaz etmek için kullanılır.
Sayfa 27
Ayıkla Pirincin Taşını: Bu deyim,bir işin pek karışık, dolambaçlı ve içinden çıkılmaz bir hâl aldığı durumu anlatmak için kullanılır.
Sayfa 51
Bütün Alıntılar
Dilinde tüy bitmek ADAMıN BİRİ gevezeliği ile meşhur olmuş . Ne sustan ne durdan bilmez, ağzını bir kere açtı mı, kırmadık pot, devirmedik çam bırakmazmış . Aklı da biraz kıtçaymış hani. Ağzından çıkanı kulağı şitmeyen cinstenrniş. İşte bu yüzden başına olmadık işler açılır, beklenmedik belalara bulaşırmış. Dostları ikaz etmiş, sevenleri
Küplere binmek
VAKTİ ZAMANINDA bir köy camiinde, vaiz efendi cemaate nasihat ediyormuş . Kurban Bayramı'mn arefesi imiş. Vaiz: "Ey Muhammed Ümmeti" demiş . Yarın kurbanları mzı keseceksiniz. Bilesiniz ki, bu büyük bir sevaptır. Kestiğiniz kurbanları Allah kabı1l etsin. Şunu unutmayın ki, köyümüzde fakir fukara çoktur. Fukaraya et dağıtınız. Evceğizleri şenlensin. Hem böylecesevabınıza sevap katarsınız, Bugün kurban ettiğiniz hayvanlar yarın Sırat Köprüsü' nde sizlere binek olacak," Cemaatin içinde saf yürekli bir delikanlı varmış, Buncağızın anası olacak kadın pek bi dmriymİş, Kurbanı kesmesine kesermiş ama, zırnık lokma kimselere dağıtmaz, kavurma eder küplere bastırırmış , Delikanlı vaazdan sonra usul usul vaiz efendinin yanına varıp: "Hocam, benİm ana m kurbanı kesmesine keser de, kimselere dağıtmaz, kavurma eder küplere bastırır. Acaba o sıratta neye binecek?" diye sormuş, Vaiz, delikanlının bu samimi sorusuna şaka ile karışık cevap vermiş: "Oğlum senin anan da küplere binecek! " ••• Bu deyim, hikayesindeki anlamından çok farklı olarak, "çok kızmak, öfkeden delirmek" manasında kullanılır.
Sayfa 113Kitabı okudu
24 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.